
Çanakkale ile ilgili yazılarımın sonuncusu Çanakkale’yi gezmek. Bu yazımızda da Çanakkale Savaşı destanını yazılı ve görsel olarak anlatacağım ve bilgiler vereceğim.
Çanakkale’de daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi Aziziye Tabya’sından başlıyoruz. Öncelikle şunu belirtmek gerekir. Tabya topların aralardan çıkartılarak ateş edildiği ve 2 metre kadar derinliklerde de cephane saklanan yer. Batarya ise topların açık alandan ateşlendiği yerlere verilen isimdir.

Çanakkale’de iki yakada da bir çok tabya ve batarya bulunmaktadır. Mecidiye tabyası ilk saldırılarda içerisindeki cephaneliklerle birlikte infilak etmiştir. Tabyalar denizin hemen kenarında bulunmasına rağmen infilak etmesi kolay olmayan yapılardır. Yapan kişilerin isimlerini alırlar. Mecidiye, Aziziye tabyaları gibi. Top mermileri patlaması için

sert zeminlere çarpmalıdırlar ki tabya dediğimiz yapılar 2 metrelik toprak duvarlara ve çatıya sahiptir. Bu sebeple düşen top ancak çukur açabilmektedir fakat infilak etmemektedir. Mecidiye tabyasındaki cephaneliklerin patlamasının sebebi ise top mermisinin pencereden girerek beton duvara çarpmasıdır. Resimlerde de Aziziye Tabyası minyatürünü ve birkaç görüntüsünü görmektesiniz.
Çanakkale’de iki çeşit siperler bulunmaktaydı. Birisi alçak birisi yüksektirler. Alçak siperler askerin çatıştığı sadece kafasının dışarıda kalacak şekilde kazılmış siperlerdir. Diğer bir türü ise derin kazılmış, içinde yürürken askerin görünmeyeceği tür siperlerdir.

Tüneller de kullanılmıştır Çanakkale Savaşı sırasında. Bu tüneller de siperle arası yol oalrak ve düşman siperinin altında Lağam patlatmak amaçlı kullanılmıştırlar. Her metrekareye 6000 merminin düştüğü bir arazide açıktan yürümek pek akıllıca bir iş değildir. Resimlerde de siperleri görebiliyorsunuz.

Çanakkale Şehitler Anıtı İngilizlerin 30 küsür metre anıt yaptıktan sonra Atatürk tarafından “ En az 40 Metre olacak bir anıt yapmalıyız” sözü üzerine 40 m + Atatürk’ün Boyu olacak şekilde 41.7 Metre boyunda inşa edilmiştir.

Çanakkale Şehitliği’nde İllere göre ayrılmış sırayla 36.000 şehit ismi bulunmaktadır. Mezarlar simgeseldir ve içinde şehit bulunmamaktadır. Bir tanesi hariç. O’da Meçhul Asker adlı Şehit Dedemizin mezarıdır. Onu da kısa olarak anlatalım. Bir Anzak askeri savaş hatırası olarak bir şehidimizin başını keserek çantasına koymuş ve İngiltere’ye götürmüştür fakat yaşlanınca Şehit rüyalarına girmiştir. Bunun sonucunda oğluna kendisi ölünce tavan arasında duran tenekenin içinde kafatası var. O Türk Askeri’dir. O’nu ben ölünce Türklere ver der ve babası ölünce oğlu Türk Konsolosluğu’na teslim eder kafatasını. Bu olayı bütün Anzak’lara yüklememek lazım. Zira Anzak halkı Çanakkale’ye kandırılarak gelmişlerdir.
Anıtlık yanında bulunan tören alanında dikkatimi çeken bir diğer nokta ise bahçedeki duvarı tamamen dolduran bir kabartmaydı.
Yazımı şimdilik burada sonlandırıyorum fakat bu kadarla kalmayacak ve devam edecek.
5 yıl kadar önce gitmiştim Çanakkale’ye. Anzak mezarlarının bakımlılığına karşı bizim şehitliğimizin bakımsızlığı içimi parçalamıştı. Ama herkesin gidip görmesi gereken bir yer. Ne ilginçtir ki her sene gelen Avustralyalı, Yeni Zelandalı vs.lerin sayısı ziyaret eden Türklerin sayısından fazlaymış.