Bugünkü filmimiz Unbor yani doğmamış. Konusu ise yine bildiğiniz gibi bir beenin içerisine giren ruhlarla alakalı. Bilin bakalım bu varlık nereden çıkıyor. Tabii ki aynadan. :)
Aslında amacım bu yazımda filmden çok korku sinemasını eleştirmek. Yavaş yavaş korkutmak yerini gerilime bırakıyor çünkü korkutacak noktalar bitti. Aynalarda görünen hayaletler, bedenleri ele geçiren şeytanlar artık etki etmiyor. Biraz müzik yükselince, bir ayna görülünce korkacağız demektir. Bu da izleyicinin korkmasını engellemektedir. Ancak sinemada kulağımızın dibinde bağıran bir hoparlör bizi korkutabiliyor denilebilir.
Artık bahsettiğim gibi izleyicinin korkulacak noktaları çözümlemiş olması korku sinemasında farklı arayışlar da getirdi. özellikle Elm Sokağı efsanesinden sonra bu oldukça belirginleşti. Unborn ise bu anlattıklarımı birebir uygulayan bir film denilebilir.
Ayna karşısında kalkık kalçaları ve dik göğüsleriyle seksi, güzel ve genç kahramanımız Casey Beldon (Odette Annable) kendisini izlettiriyor. Ufaktan da bir sevişme sahnesi ki burada korkutmayı unutturmuşlar. :)
Film fazla sarmadı açıkcası beni ama tek başına izlenince arada ufaktan tırsıtıyor diyebiliriz. IMDb puanı da 25.000 oyda 4.6’da kalmış. Yani kitlece beğenilmemiş. Blade serisinin yapımcısı ve bir kaç TV serisinin yönetmenliğini yapan David S. Goyer bu ilk denemesinde hüsrana ulaşmış denilebilir. Umarım daha iyi bir film çıkar.
Bu film bir serimi tek bir fil.denmi ibaret acaba