Çok eskiden beridir insan müzikle doğar yaşar ve ölür. Melodiler hayatımızın her karesindedir bilsek de bilmesekde. Uzun zamandır kafamdaki cümleler şunlar oluyor. “Her dönemimi anlatan bir müzik var aklımda kalan. Hangi günüme dönmek istesem o günüme bir müzik götürür beni.”
Bu şarkılardan bazıları vardır ki hiç silinmezler akıllardan. Benim de böyle anılarım olmuştur. Mesela çoğu kişinin her sevgilisi için bir şarkısı vardır. Benim daha çok hayatımdaki farklı duygular beslediğim dönemlere ait parçalar vardır. Mesela ilk hatırladığım şarkı rahmetli Barış Manço’nun Kara Sevda adlı şarkısıdır. Banyodayken duymuştum bu şarkıyı. :) Anımsadığım ilk şarkıdır. Hatta ninnilerden bile net hatırlarım.
Bir diğer şarkı ise 1999’lu yıllarda daha 9 yaşımdayken 14 inch monitörde sabah Titanic Akşam MAtrix izlediğim zamanlara ait Nida’nın Ardahanın Yollarında parçasıdır. İşin ilginç yanı bu parça aynı zamanda bir başkasının böyle bir anısını yaşatan parça olma özelliğini taşımaktadır. Zaten bu sayede tanışmıştım.
Ortaokul zamanlarımda ayağım alçıda 27 gün yattığım (Her öğrencinin sevineceği durum süper bir histi taa ki 27 günlük raporum dolduğunda 20 günlük kar tatilini ve doyasıya kartopu oynamayı kaçırdığımda üzüldüğüm zamanlara ait.) zamanlarda Şebnem Ferah’ın Sigara şarkısını günde 15 defa Kral TV’den dinlediğim zamanlardı.
Zaman su gibi akıp geçse de bu dönemler bu şarkıları duyduğum ve dinlediğim her gün bana farklı bir zamanda yolculuk yaşatıyor. Irak’ta geçirdiğim 2 ay boyunca Deniz Seki’nin Ey Kalbim’i dinlediği gibi.
Hayatın her köşesinde bir anı mutlaka bulunuyor. O anıyı bağladığımız bir de nişanımız oluyor. Tatlı bir gülümseme veya acı bir burukluk yaşatan yıllara geri dönmemizi ve geçmişimizi hatırlatan bir nişane.
Sevgilerle…