Hemen hemen her ailede en az bir kişi ekranlardaki onlarca diziden bir tanesini kaçırmaksızın izliyordur. Bu da belirli zamanlarda (Özellikle Prime Time dedikleri o bütün memleketin TV’ye gözünü montajladığı saatlerde) kumanda ve kanal kavgasına sebep oluyor.

Geçtiğimiz günlerde kız arkadaşımın bir kanala bakmamı söylemesiyle kanalı açmak için öncelikle ablamla kavga etmem gerekti. Sebep ise dizisinin değiştirilmesiydi. Kısa bir kavgadan sonra galip gelince 3 dakika süre ile televizyonun hâkimiyetini elime aldım ve olanları kız arkadaşıma anlatarak ” Senin elinden dizini izlerken kumandayı alsalar ne yapardın?” şeklinde bir soru sordum. Cevap ise ablamı haklı çıkarır düzeydeydi.

Böyle bir maceradan sonra böyle bir yazı yazmaya karar verdim ve aslında bu dizi meselesinin zaman zaman ne kadar vahim durumlara yol açtığına da değinmek istedim. Dallaslı pembe dizi zamanlarına dönmek istiyorum. Rivayetlere göre aslında gece 4-5 arası herkesin en derin uykudaki anıdır. Hırsızlar için bu saatler paha biçilmez önem taşır ve eve girerler, bakkala girerler, dükkâna girerler. Ya Dallas zamanı?

Yayınlanma saatinde hatta ev ahalisi salonda otururken soymuşlar evleri. O derece takılmış kalmışız. Hani bir reklam var ya “Bu evin sigortası benim!” diyor da arkadan evi götürüyorlar o şekilde adamlar evleri soymuşlar. Yani bağımlılık ne türlü olursa olsun bu kadar kötü bir şey. Bizim de ekranlara olan bağımlılığımız ise bu kadar ciddi boyutlarda. Bazen stres atmak için televizyonlar idealdir. Mesela maçta hakeme küfretme fırsatını veriyor çoğu zaman fakat bu tamamıyla bağımlılık halini almamalı.

Toplum olarak bir yerlere bağlanma huyumuzdan vazgeçmemiz kesinlikle gereklidir. Artık ekran başından kalkmalıyız. Ben bile bilgisayar başında daha az durmaktayım. Onun yerine kitap, dergi okumaya, sabah sporu yapmaya, film izlemeye, eşi dostu ziyaret etmeye başladım. Size de tavsiye ederim…

Genellikle yazılarım televizyonlar hakkında eleştiri içerse de ben bir televizyon düşmanı olmadığımı belirtmek istiyorum. Sadece aşırı kullanım ve insanları asosyalleştiren bir varlığı dönüştürülmesini eleştiriyorum. Teknoloji nasıl kullanılırsa öyle etki yaratır. İyiye kullanırsanız iyiye, kötüye kullanırsan kötüye sebep olur. İşte Televizyonlar da öyledir. Haber, eğlence amaçlı kullanılmasında yarar vardır. Hatta eğitim amaçlı bile kullanılabilir ama sabahtan akşama kadar o kanal senin bu kanal benim dizi izlemek miskinlik ve ruh sağlığının bozulmasına sebep olur. Beden olarak da bolca miktarda kilo alırsınız. (Bu kızlar için büyük tehlike demektir. (: )

Size bol sağlıklı, eğlenceli ve televizyon başında az geçen günler dilerim…

immortALance

Yönetici

You may also like...

5 Comments

  1. hiç dizi izlemiyorum :) bizim evde tv izleme saati 2 saati geçmez :) neden bilmiyorum ama hep böyle..

  2. Sizin eve az fatura geliyordur o zaman. :) Zararlı birşey TV.

  3. :D Aslında çok ta zararlı sayılmaz.. Her ne kadar kendilerini yakından tanımasamda.. Eminim internet ondan daha zararlı… ;)(Bu arada faturalarımızı ne sen sor ne ben söyleyim)

  4. Tv deki diziler yüzünden insanlar etraflarındakini göremez oldular.

  5. ben şöfçrüm antalyada çalışıyorum çalışmayı vede gezmeyi seven arkadaşlık yapmayı seven amacım mutlu olmak kırıcı kapli değillim sevecen birisiyim

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.