Bugünkü hutbemizin konusu iki kız arkadaşımızın iç döküşleri. Önce hangisinden başlasam diye düşünürken son bloguna girdiğimden başlayayım dedim. Sevgili Siminya;
İnsanlar değer gördükçe kendilerini iyi hissederler. İletişimin asıl amaçlarından birisi değil midir insanları değerli hissettirmek kendilerine. İşte böyle bir duruma maruz kalmış iki arkadaşımız. Zaten ikisi de birbirleriyle arkadaş. Ben ise hiçbiriyle. (:
Her zaman demiştirim kalite başarıya mahkumdur diye. Bazı arkdaşlarımın kişisel iletilerine konu olmuş bir söz. Siminya da bu mahkumlarımızdan birisi. Hayatı div ile başlayan footer ile biten bir öğrenci. Yazarlar hakkında bilgi vermeye çalışıyorum ama ne kadar acizim. Tanımıyorum bile kendilerini. Tanımak ister miydim? Olabilir…
Siyahın her zaman asaletli olduğuna inandığımdan olsa gerek böyle uzun uzun iç döküşler, eleştiriler bana siyahla birleşince bir beyin fırtınasını anlatır. Ortamı kasvet boğar ve sıkılmış, bunalmış ruhlar hep siyah rengi kullanırlar. Ben de kullandım ama bu aralar biraz rahatım rengi rengi açtım.
Siminya arkadaşımız yüzlerce takipçiye erişmiş bir blog yazarı. Logosunda bir gözü ağlasam öteki hadi len gül biraz diyen bir kızla karşılıyor bizi. SAğdan aşağıya sütun gibi bacaklara bakarcasına baktığımızda ise neşeli başlıklar altında espiritüel anketler görüyoruz. Genelde birisi kapanmış birisi açık oluyor. İçerik yerli yerinde, cümle kurguları benden daha güzel, uzun uzun yazılar, bakış açısı ve anlatım tarzı farklı bir içerik. Kısa sürede büyük bir kitle.
Sıra gelsin Pucca’ya…
Aslında yazarken korkmam gerekir. Her an ne afişe ediosun oğlum beni der çıakgelir başıma bela olur diye düşünmedim değil fakat kendi dilinden yazmak, açık ve net olmak gerekirse çok ta umrumda değil. Kendisi de ayrı mahkumlarımızdan. Kalitenin getirdiği başarı mahkumu. Yine siyahlara boyanmış karamsar yapı fakat beyazlarla karşılıyor bizi. Küfürler ve belalar havada uçuşurken ne zaman hakkında birşey okusam kredi kartı batağında bulunduğuna illaki rastladığım bir blog yazarı. ( Süper Loto bana vursaydı brcu olan bankayı satın alıp borçlarını taksitlendiricektim. (:) Başından geçen binbir musubete göğüs geren bir şahsiyet. Başından neler geçti bilmiyorum ama musubetler zincirinin ilk halkasını okuduğum iki yazısından birinde bir satır arasında rastladığım bir kişi.
İsyanınız doruğa ulaştığında. Hass… demek istediğinizde veya çok şükür benden iyileri de varmış demek istediğinizde ya da falan da filan. Günün stresini atmak için gazete okumaktan daha keyifli olabilecek yazı dizilerine mutlaka ulaşabileceğiniz bir yer.
Lafı daha fazla uzatmadan neden ikisini birden yazdım oraya geleyim. Pucca sürekli Siminya’yı ağzından eksik etmeyince ben de bu ikisine bi kıyak yapayım da reklam edeyim dedim. Şaka bir yana sert kişiliklere Pucca’yı yumuşak kişiliklere Siminya’yı tavsiye ederim. Yazı arşivlerine şimdi girersenizyılbaşına doğru çıakrsınız diye düşünüyorum. Ben bu siteleri çok mu ziyaret ediyorum? 3 ayda 1 girer 15 saniye dururum. (:
siminya yı takip ediyorum.. iki üç yorumum olsa da blogunda.. okumaktan keyif alıyorum.. Siminyayı gerçekten tavsiye ederim,okunası bir blog..
arada bir uslubu bozuyor ama.. biz onu öyle kabul ediyoruz:D