Bu yazımda size Sin City – Günah Şehri üçlemesinin ilk filmiyle merhaba demek istiyorum. 2005 yılının ortasında çıkan Sin City filmiyle aslında bir çok alışkanlık berataraf edilmiş oldu diyebilirim. Bu filmle daha geç tanışmış olsam da o zamanın teknolojisine baktığımızda film bir grafik harikası gibi.

Geniş kadrosu ve ilginç bir konusuyla Frank Miller tarafından yaratılan bir çizgi romandan uyarlama olan ve yine Frank Miller tarafından Robert Rodriguez ile beraber yönetilen 125 dakikalık ( Director’s Cut denilen yönetmenin kestiği noktalar çıkartılmadan piyasaya sürülen versiyonunda 147 dakika ) Sin City filmi oldukça beğenilen bir film olmuştu. Şehrin tek namuslu polisi olan Hartigan ( Bruce Willis )’ın 11 yaşındaki küçücük bir çocuğu kurtarmak için vurulmasıyla başlıyor ve Marv isimli ( Mickey Rourke ) sert bir adamın fahişe sevgilisinin yatağında ölmesiyle almaya çalıştığı intikamla devam ediyor. Ardından ise bir dedektif olan Dwilight ( Clive Owen )’ın başının girdiği belaya sahne oluyor film. 8 yıl sonra Hartigan komadan çıkınca kurtardığı kız olan Nancy ( Jessica Alba )’yı buluyor ama tecavüz edilmesin diye kurtardığı kızı bir dansçı olarak buluyor. Peşinde ise iki silahını birden aldığı adam yeşil olarak dolanıyor.

Açıkcası Sin City filmini burada ifşa etmiş oldum fakat eminim bir çoğunuz izlemiştir 2005 yapımı Sin City – Günah Şehri filmini. Bu sebeple pek de çekinmedim. Güzel bir roman güzel bir filme çevrilmiş ve bu yapılırken de 2005 teknolojisi zorlanarak çizgi film havası verilmiş. Bu da çok güzel başarılmış. Entrikalar ve heyecan ile dolu Sin City fahişelerle kaynamasına rağmen müstehcenlik içermemesiyle de dikkatimi çekti. Genel Amerikan yapımı filmlerin aksine Sin City cinsel sınırları zorlamayan bir film.

Erkeklerin hayranı olduğu Jessica Alba’ya dönmek istiyorum biraz. Oyuncuları ilk bu kadından başlayarak eleştireceğim. Kariyerinin o zamanki en büyük yapımı olan, bundan önce dizilerde ve Fantastic Four’un oyununda seslendirmesinden başka ele avuca gelir bir başarısı olmayan Jessica Alba Sin City’de çok geniş olmayan fakat kilit olan bir rol almış. Yani herşeyin birleşeceği noktada kısmi olarak bir kadın var ve bu da Nancy Callahan yani Jessica Alba. Güzel vucudunun hakkını verdiği bir film olmuş.

Kahramanlık ve polisiye tarzı filmlerin yanı sıra kavgacı filmleriyle de tanınan. Kısacası gerçekten büyük bir oyuncu olan Bruce Willis karşımıza Hartigan adlı polis olarak çıkıyor ve namus bekçiliği için hayatını ortaya koyuyor. Daha sonra nesline kastettiği adam bunu ve oğlunu Afrika’yı kalkındıracak kadar masrafla öbür tarafa göndermeden kurtarıyor ve Hartigan hastane çıkışında kodese giriyor. Sürekli olarak da kurtardığı kızdan her Perşembe mektubunu da almayı ihmal etmiyor. Sırf filmin üzerinde döndüğü karakterleri oynarken izlediğimiz ve buna alışkın olduğumuz Bruce Willis Sin City ile göze batmayan bir performans sergilemiş. Tarzında bir rol ile başarılı bir performans ortaya koymuş. Şu anda 80 film’de oynayan Bruce Willis tecrübesini konuşturmuş.

Clive Owen ise Monnica Belluci’den sonra Jessica ile de aynı karade görünmese de rol alarak imrenilen kişiler arasına girmiş durumda. Zaten oyuncuları zorlamayan senaryo Clive Owen’ı da zorlamış değil. Gerçekten soğukkanlı olan oyuncular gerektiren yapımda soğukkanlı olmayı başarmış bir isim.

Once Upon a Time in Mexico ve Man on Fire filmlerinden sonra Sin City ile ekrana dönen Mickey Rourke simasına uyan ve biraz da makyaj ile desteklenerek Marv karakterini muhteşem oynamış denilebilir. Zaten izleyicinin sıkılmaması için ortaya konulduğuna inandığım bu karakter bizleri heyecana çekerken aynı şekilde güldürüyor ve eğlendiriyor da.

Biraz zihninizi yoracak gibi duran ve biraz da psikolojiden sıyırarak komediye giren Sin City gerçekten izlenmeye değer bir yapıt olarak benim gönlümde iyi bir yere IMDb’de ise 99. sıraya taht kurmuş bir film…

Dip Not: 2011 yılında Sin City 2’nin ve 2012 yılında ise Sin City 3’in yayınlanacağı duyuruldu. Sin City 3’de başrollerden birisinde ise Karaip Korsanları’nın Kaptan Jack Sparrow’unu oynayan Johnny Deep oynayacak.

immortALance

Yönetici

You may also like...

2 Comments

  1. […] istiyorum. Gardiyanımızı filmlerini saymayacak olduğum Tom Hanks, yeşil koca adamı ise Sin City, Akrep Kral gibi filmlerde oynayan Michael Clarke Duncan oynuyor. Yönetmen koltuğunda ise The […]

  2. Yönetmen koltuğunda ise The süper

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.