Shawshank Redemption ( Esaretin Bedeli ) yirminci yüzyılın başlarında genç yaşta bir bankada müdür yardımcılığına kadar yükselmiş eğitimli bir gencin karısını öldürmek suçundan Shawshank Hapishanesi‘ne gönderilmesiyle başlıyor. Andy Dufresne ( Tim Robbins ) hapishanede Red ( Morgan Freeman ) adında içeri zaman zaman bir şeyler sokmasıyla ünlü olan birisiyle tanışıyor ve arkadaşlığını oldukça ilerletiyor.
Stephan King‘in “Rita Hayworth and Shawshank Redemption” (Rita Hayworth ve Shawshank Hapishanesi) adlı novellasından uyarlanan film 1995 yılında yapılmış ve pek fazla bilinmemiş kodrosuyla yedi dalda Oscar adayı olmasına rağmen Oscar törenlerinden eli boş dönmüş bir başyapıt. Öyle ki şu anda dünya çapındaki en saygın sinema sitesi IMDb ( Internet Movie Database – İnternet Film Veritabanı ) ‘da 392.365 kullanıcı tarafından 10 üzerinden 9.2 ortalama puan alarak en iyi film durumunda. İkinci ise 331,000 oylama ile yine aynı puandaki The Godfather serisinin ilk filmi ve onların peşinde de 118.000 oylama ile 9.0 puandaki serinin ikinci filmi bulunuyor.
Dünya çapında çok geniş bir hayran kitlesine sahip Shawshank Redemption (Esaretin Bedeli)’nin aslında Oscar törenlerinden boş dönmesi normal bir sonuç. Oyuncular için çok fazla performans istemeyen bir yapısı var. Bence bu filmi ilk sıraya koyan filmin işleyişi ve konusundaki derinlik. Yaklaşık 7-8 yıldır Stephan King okurum ve beni bu filmi izlemeye iten Stephan King olmuştur. Tasvir ve kurgu üzerine en iyi bildiğim yazardır. Kara Kule adlı seri romanı ise en iyi yapıtıdır ki düşünün novellasından bu çıktıysa ondan ne çıkar?
Stephan King filmleri aslında çoğu zaman geniş yankı uyandırmaz fakat genelde uzun olurlar. Yeşil Yol gibi, yakın tarihte vizyona girmiş Sis gibi filmlerden, Rose Red Konağı gibi filmlerine kadar tanıyabileceğiniz bir isim. Neymiş, Stephan King sadece kitap yazmıyormuş. Dizi, film senaryoları da yazıyormuş. Genelde novellalarından çıkan filmler oluyor. 2009 yılında yayınlanacak 4 novellası daha var mesela. ( From a Buick 8, Bag of Bones, Cell, The Talisman)
Bazı filmler vardır dizi bile çekebilecek kadar zengin konuyu üç saatte anlatır ve başarısız olurlar. Bazı diziler vardır finalini sinema filmi olarak çekerler. Shawshank Redemption (Esaretin Bedeli) dizi olsa belki başarısız olabilirdi fakat dizi olabilecek kadar da geniş bir konusu vardı. Oz Hapishane’ni hatırlayalım mesela. Ben beğenmiştim. Bu film ise uzunca bir zamanı 138 dakikada anlatan bir film. 1920-1949 yılları arasında Andy’nin hapishane maceralarını Red’in ağzından dinliyorsunuz ve diğer kahramanları.
Bir film izlemek ve sonunda “Vay Anasını Be” demek istiyorsanız kesinlikle izlemelisiniz ki eminim izlediğiniz bir filmdir.
Sağlıklı,sıhhatli,mutlu, DÜŞLERİNİN gerçek olacağı bir yıL diliyor,sevgilerle kutluyorum.Mutlu Yıllar..
Beğendiğim replikler: Red: “Umut tehlikelidir. Umut bir insanı deli edebilir.” Bir de hapishane kütüphanesine yeni kitaplar geldiğinde mahkumların onları konularına göre uygun bölümlere ayırmaları esnasında Andy Alexandre Dumas’ın Monte Cristo Kontu kitabının bir kaçış hikayesi olduğunu söyleyince Red’in “o zaman onu da eğitimm bölmesine koymalıyız değil mi?” şeklindeki hoş bir repliği vardır.
Stephan King’in son izlediğim iki filminde de replikler muhteşemdi. Bundan başka müzik dinletisi ardından hücre macerasını anlatan replik de var ve filmin sonunda Morgan Freeman birşeyler daha demekte.
Mesela Big fish filmi var. Onu da bir izleyin derim. (:
Bu güzel replikler için teşekkür ederim.
listeme aldım.ilk fırsatta bulup izlerim.sevgiler
[…] gibi filmlerde oynayan Michael Clarke Duncan oynuyor. Yönetmen koltuğunda ise The Mist ( Sis ), The Shawshank Redemption ( Esaretin Bedeli ) gibi Stephen King romanlarının filmini çeken Frank Darabont bulunuyor. Çok fazla film çekmese […]
geçenlerdeki star tv de ki gösterimi sonrası sanırım tv de 15 ayrıca dvd sini de sanırım 20 25 kez seyrettiğim bir film.İnsan her seferinde aynı duygu derinliğine ulabildiği ve izlerken sıkılmak bir tarafa filmin sahne ve repliklerini ezberleme hevesi içeren bir filmdir the shawsank redeption aslınada bakarsanız benim için film bile demek hakaret olarak geliyor bir sanat eserine.O yüzden de filmin IMDb de birinci olmasına şaşıranlara dostum sen bu dünyadamısın yada filme baktığına eminmisin demekten başka bir şey gelmiyor.Arkadaşlar izlemeyenlere tavsiyemdir mutlaka izleyin.
insan kendinden büyük birilerine hayran olurlar ya bu filmde ki andy nin bilgisi ve zekası herkesi hayran bıraktıran konudur. tabi ki kurgusu oyuncu performansları kalabalık bi kadro etkiliyor. ben o filmi izlediğimde daha küçüktüm ama o yaşımda bile hayranlıkla izlemiştim ve bi daha tv de izlemek için yaklaşık 6 sene bekledim.herkesin kendinden bişeyler bulacağına inandığım bir film herkes ömründe bir kez de olsa izlemeli …