SineKritik

Yeşil Yol (Green Mile) – İyiliğin Ve Kötülüğün Karıştığı Yol

Yeşil Yolİyilik dünya var olduğundan beri merhamet ise daha öncesine dayanır. Sevgi ise kutsal bir kavramdır. İnsan doğası bunlarla dolmuş ve taşmıştır. Kötülükler asla sonsuza dek yaşamayacaktır.

Yeşil Yol vardır her canlının önünde. Her canlının hayalinde yeşillikler yok mudur? Işığı görmek dediğimiz şey hep yem yeşil kırlarda gerçekleşmez mi? Bazen insanlar hayallerini daha çok kullanır ve papatyalar, güller yerleştirir hepsinin içine. İyilik cennetten gelmektedir ve o yol cennete varmaktadır.

Dünya hatalarla dolu bir kara parçasıdır ve etrafı kötülüklerle kaplıdır son zamanlarda. Kötülük sarmıştır her bir zerreyi ve kasvet verir yaşama. Yine de içerde bir hücrede bir iyilik barınır. Bunu kimse engelleyebilecek değildir. İşte Yeşil Yol böyle bir şeydir.

Karınızla aranızdaki kutsal bağ. Sevgilinizin elini tuttuğunuzdaki huzur. Yeşil Yol budur. İçinize bir sıcaklık düşmesi ve o an ağlamak istemek. Ağlamak. Sadece gözlerinizden yanaklarınıza süzülen bir damla veya bir pınar. Çekinmeden abartıyorum bir nehir olsun isteriz göz yaşlarımızın. Acı yoktur içinde. O göz yaşları bir damlasında dahi acı barındırmaz. Mutluluktur akanlar ve iyilik süzülür o yaşlarla yanaklarımızdan. Dudaklarımız etrafından geçer yavaş yavaş. Çenemizde toplanarak damlamaya başlar. Tam kalbimizin üzerine. İyilik tohumları damlar. Daha kötülük bulaşmadan bedenimize o iyilik tohumları bulaşır kalbimize. Doğduğumuzda ağlamamız bundandır. O iyilik daha doğduğumuz gün bulaşır kalbimize. Baş aşağı da tutsalar bacaklarımızdan iyiliğe sözü geçmez yer çekiminin.

Bir tarihe tanıklık etmek. Bütün sevdiklerinizi yolcu etmenin acısı ve gelecek acıları da bilmek. Uzun yaşamak ne kadar zor. Anlıyor ki insan; sevdiklerimizden ayrılmak sevdiklerimizin bizden ayrılmasından daha zor. Hayat çok zor. Bu yüzden karşıdır yürek vedalara. Zor gelir ayrılıklar.

Hayatta bazı şeyler vardır. Her şey O’dur, hiçbir şey O değildir. Hayatın başladığı ve bittiği yerdir. Yeşil Yol ebediyete uzanan, karşılıklı dört koğuştan oluşan, yukarıda saçmaladığım gibi anlatılamayacak, içten içe hissedilecek, kişinin kendi yüreğini sorgulayacak bir filmdir. Yeşil yol iç hesaplaşma, duyguların ortaya çıkışı, her zihne hitap eden, kötülüğü ve iyiliği ayıran, bazen ortak noktada birleştiren, merhameti ortaya koyan, sevgiyi yüce kılandır. Bazı insanlar vardır yaptıklarının kefaretini öder. Bazı insanlar vardır onları sevgileri öldürür. Birbirlerine bağlılıkları öldürür.

Bir çoğumuz izlemiş ve yaşamış olabiliriz bu duyguyu. İzlemeyenler mutlaka izlemeliler Yeşil Yol’u ve yaşamalılar kendi dünyalarını bir ekran başında. İşte bu sebeple seviyorum Stephen King’i. Yeşil Yol kitaptan filme uyarlanan ama çok güzel olan ender yapımlardan. Uzun süren bir transa hazır olduğunuz an bu filmi izlemediyseniz izleyiniz. Ayırdığınız üç saat 1999 yapımı bu film için fazlasıyla değer.

Yeşil Yol ( Green Mile )‘da oynayan oyunculara da değinmek istiyorum. Gardiyanımızı filmlerini saymayacak olduğum Tom Hanks, yeşil koca adamı ise Sin City, Akrep Kral gibi filmlerde oynayan Michael Clarke Duncan oynuyor. Yönetmen koltuğunda ise The Mist ( Sis ), The Shawshank Redemption ( Esaretin Bedeli ) gibi Stephen King romanlarının filmini çeken Frank Darabont bulunuyor. Çok fazla film çekmese de göze çarpan Jim Carrey‘nin oynadığı The Majestic filmini de bu yönetmen çekmiş. Aynı zamanda Yeşil Yol filminin ekrana uyarlama senaryosunu da bu yönetmen yazmış.

immortALance

Yönetici

You may also like...

3 Comments

  1. mükemmel

  2. güzel. harika bi film

  3. arkadaş arıyorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.