
Doğduğum günden itibaren direksiyon gören birisi olduğumdan dolayı doğal olarak yolculuk yapmayı seven birisiyim. Gezme işi olduğu zaman kaçırmamak için elimden gelen her şeyi yaparım. Zira çok okuyan değil çok gezen bilir felsefesi yanlısıyımdır. Bu da beni gezgin denilen kişilerden yapıyor.
Benim Hakkımda sayfasında da yazdığım gibi bazı zamanlar muavinlik yapar, yeni ve farklı insanlar tanıyarak zamanımı geçiririm. Çocukluğumdan itibaren görmediğim sülale fertlerini de görme fırsatına eriştim. Verimli bir seyahat oluyor genellikle.
Yolculuk yaparken bazı problemler de baş gösteriyor elbette. Özellikle muavin dediğimiz branşta çalışıyorsanız bazı zamanlar yorgunluk belinizi çok büker. Özellikle uykusuzluk problemi beni en çok yoran kısımdır. Bazı yolculuklar vardır hiç uykusuzluk çekmezsiniz bazıları vardır can sıkıntısından uyuyasınız gelir bazıları vardır hiç bitmesin istersiniz bazıları vardır ne zaman bitecek bu yol dersiniz.
Hiç bitmesini istemediğiniz yolculuklar sizin de bildiğiniz gibi neşeli geçenlerdir. Birkaç neşeli yolcu ile birlikte yapılan seyahat genellikle kolay geçer. Muhabbet bitmez yol biter. İstanbul’dan Samsun’a kadar bir yolcunun başında dikilerek gittiğim gün bunun en büyük örneğidir. Sıkıntı ve yol stresini atmanın çok güzel bir yolu. İnanın bu o kadar zevklidir ki; ne yolcu ne de personel kesinlikle o tür yolculukları unutmaz.
Bitmez dediğimiz yolculuklar ise genellikle huysuz, ayağını yıkasanız memnun edemeyeceğiniz yolcuların araç içerisinde barındığı durumlardır. Verdiği paranın hakkı olarak sizi esir almaya kalkan yolcular olduğunda araç içerisinde bitmez o yolculuk. Kendisi uyumaz sizi de uyutmaz. Sürekli yakınır bir daha bu firmayla gelmeyeceğim der fakat birkaç sefer sonra yine size aynı eziyeti çektirmek için orada bulunurlar. Bu yolculuklar bitmez. Zira insanla uğraşmak çok zor bir zanaattır.
Hazır yolculuk demişken yolculuk kültüründen de bahsetmek gerekir. Sevgili Esra’nın şu yazısında belirttiği kurallara uymak kesinlikle gereklidir. Ben de bunlardan bir kaçına değinmenin uygun olacağını düşünüyorum. İlk olarak araç içerisinde nasıl davranılacağı konusuna değinmek istiyorum
1- Kokulu yiyecek ve içecekler tüketilmemelidir.
2- Ayakkabılar çıkartılmamalıdır.
3- Çocuğun altı araç içerisinde değiştirilmemelidir.
4- Alkollü olarak yolculuk yapılmamalıdır.
5- Yolculuğa çıkmadan önce araç tutuyorsa gerekli tedbirler alınmalı.
6- Hastalar yanlarında ilaçlarını kesinlikle bulundurmalıdır.
Bu kurallara uyulmadığı takdirde biz personele çok fazla sıkıntı olmadığı kesin fakat etrafındaki yolcu bazen tüm aracı rahatsız etmiş olursunuz. Onlarca saat süren yolculuklarda ise bir kişinin tüm yolcuların yolculuğunu çileye dönüştürmeye ne kadar hakkı vardır bu tartışılmaz bile. Yolculuk esnasında tüketilen gıdalar tuvalet ihtiyacını arttırdığından dolayı yolculuğunuzun bir kâbusa dönmesine sebep olabilir.
Ayakkabı genellikle uzun yolculuklarda kişiyi rahatsız eder. Yolculuğa çıkarken rahat elbiseler ve terlik giymeye özen gösterilirse ayak baştan itibaren hava alacağından dolayı koku yapmayacak size güzel bir seyahat sağlayacaktır. Özellikle araç tutmalarında koltuklara tüm midenin boşaltılması durumu bazen başka yolcularında rahatsız olması sebebiyle kusma aktivitesine dönüşebilir. Bu da bir muavinin uykusundan çalınan saatler ve sonrasında hizmetteki eksikliğe sebep oluyor.
bence bu yazıyı alıp otobüslere asmak lazım :D hatta otogarlara da..
Biletlerin arkasına da yazdırmak gerek. :)
bir yazarın dedigi gibi;
eski otobuslerin buğulu camlarından hayata bakarken vaz geçtim çocuk olmaktan.
evet evet bilet arkası daha mantıklı :D
bilet arkası harika olur bencede :D bu yazıyı otobüs firmalarına okutmak lazım.
bence kurallar çok az bu benim trafik performans ödevim öğretmen bunu kabul etmez!!!!!!!!!!!!?????????
güzelmiş